Send a message.
We’re here to answer any question you may have.
careers
Would you like to join our growing team?
careers@hub.com
careers
Would you like to join our growing team?
careers@hub.com
We’re here to answer any question you may have.
Would you like to join our growing team?
careers@hub.com
Would you like to join our growing team?
careers@hub.com
Bilişsel Davranışçı Psikoterapi, bireylerin olumsuz düşünce ve davranışlarını tanımlayıp değiştirmelerini sağlar. Bilimsel olarak etkili olduğu kanıtlanmış yöntemler kullanılır.
Bilişsel davranışçı terapi, psikoloji ve psikopatoloji (ruhsal rahatsızlıklar) alanında bilimsel sonuçlara dayanarak geliştirilmiş, bilimsel sonuçların psikoterapi sürecinde uygulanmasıyla ortaya çıkmış çağdaş bir psikoterapi türüdür. Bilişsel davranışçı terapide ki psikoterapi tekniklerinin etkinliği bilimsel olarak sınanmış ve yüzlerce klinik çalışmayla birçok ruhsal rahatsızlıkta etkili olduğunu göstermiştir.
BDT ilk olarak kişinin güncel sorunlarına odaklanır, süre olarak geleneksel analize göre daha kısa ve daha çok sorun çözme hedefindedir. Pek tabi BDT danışanların sadece güncel sorunlarını çözmez aynı zamanda bütün yaşamları boyunca problemleri çözmekte kullanabilecekleri bir takım becerilerde öğretir.
Bilişsel davranışçı terapide duygu-düşünce-davranış üzerinden çalışılır. Hepimizin yaşamımız boyunca oluşturduğu düşünce kalıpları vardır biz bunlara “şema” deriz. Şemalar düşünce duygu ve davranışlarımızı etkiler.
Örneğin bir olay yaşanır ve ardından anlık olan otomatik düşünceler(olay anında aklımızdan geçen düşünceler) ortaya çıkar. Otomatik düşünceler temel inançlarımızla yakından ilgilidir. Temel inançlara örnek olarak; yetersizim, değersizim, güçsüzüm.. “-se,-sa/-meli,-malı” tarzında düşünce kalıpları gibi çoğaltılabilir.
Bir olay ya da olgu ortaya çıkar -> bu olguyla ilgili bir düşünce gelişir -> düşünce belli duyguları ve davranışları ortaya çıkarır -> buna bağlı olarak çevremiz ve bedenimizde bir takım değişiklikler ortaya çıkar.
İşte tam da bu noktada BDT yanlış düşünce kalıpları yerine alternatif düşünceler geliştirmeyi öğreterek kişide var olan ruhsal bozukluğun semptomlarını azaltma ve en sonunda bitirmeye yönelik çalışır.
Zorunlu durumlar (belli bir periyotla terapiye gelebilme imkanı gibi) göz ardı edildiğinde terapinin ne kadar süreceğine danışan ve terapist birlikte karar verir. Genelde 2-3 seans sonrasında kabaca kaç hafta daha devam edilmesi gerektiği terapist tarafından söylenebilir. Bazı danışanlar için 6-10 seans gibi kısa süreler yeterli olurken daha uzun süreli sorunları olan danışanlar aylarca hatta bir yılı geçen sürelerde gerekebilir.
Adding {{itemName}} to cart
Added {{itemName}} to cart